12 Mar 2008

BERGAMA'DA O İLK AŞK

Eski sütunlu caddeyi tırmanıyor
ağaçlıklı yoldan, tanıdık bir kare arıyor,
tepede Asklepion'a varıyor, viran kapısında
buraya ölüm giremez yazan eskiden.

Belki de bu kapının eskiden olduğu yerde,
süslenmiş develerle poz veriyor şimdi
nereli olduğunu kestiremediği gülücüklerle
güzel genç kızlar.

Her bir kalıtın önünde asılı
levhaları okuyor dikkatlice,
bir de hiç inanmasa da bir mermer havuza
birkaç para atıyor birkaç dilek tutup.

Bir kemerin altından usulca geçerken o,
aşağıda günebakanlar eğilip selamlıyor ayı
güneş henüz batmamışken,
kızarmış narların tam çatlama zamanı.

Tanrılar aklına giriyor, çamlar meltem üflüyor
seyrelmiş sakalına görmüş geçirmiş adamın,
söylencelere inandığı vakitler çoktan geçmiş,
bir ümitle mermer merdivenlerde yükseliyor,

Ama biliyor hiçbir uykunun yarasını
iyileştirmeyeceğini ve hiçbir tanrının,
hala Bergama'da yaşayan o kadın
gibi heyhat, sevilemeyeceğini.